Yağışların azalması ve artan buharlaşmayla Van Gölü havzasındaki baraj, göl, gölet gibi su kaynaklarının su seviyesi düşerken, havzada yüzlerce kuş türünün konaklandığı sulak alanlar da kuraklıktan nasibini aldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir Adızel, kuraklığın havzadaki sulak alanları olumsuz etkilediğini belirterek, “Kuraklık nedeniyle bu yıl özellikle flamingolar kışın havzayı terk etmedi. Küresel ısınmayla ilgili tüm dünyanın acil önlem alması gerekir” dedi.
Van Gölü havzasındaki bazı baraj, göl, gölet gibi su kaynaklarının su seviyesi son yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle düşerken, bazıları ise tamamen kurudu. Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü ise alan kaybetmeye devam ediyor. Kuş türlerinin yaşam alanları olan havzadaki sulak alanlar da kuraklıktan nasibini aldı.
YYÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir Adızel, üniversite
‘VAN ESKİSİ KADAR SOĞUK OLMUYOR’
Prof. Dr. Adızel, her yıl İran’ın Urmiye Gölü’nden nisan aylarında gelip Van Gölü havzasında bir süre konaklayan flamingoların, kasım ayı sonlarına doğru daha sıcak olan Afrika ülkelerine göç ettiklerini, ancak bu yıl kış aylarının daha sıcak geçmesi nedeniyle flamingoların havzadaki sazlık alandan ayrılmadığını belirtti. Prof. Dr. Adızel, “Flamingo ve diğer kuş türleri normalde kış mevsiminde Van Gölü havzasını terk ediyordu. Bu yıl flamingolar gitmedi. Biz bunu da genel olarak küresel ısınmaya bağlıyoruz. Yani, Van eskisi kadar artık çok soğuk olmuyor. Van Gölü havzası da kuraklıktan etkileniyor. Havzada bulunan sulak alanlardaki bazı kuş türlerinin göç olayını da etkilemiş oluyor” diye konuştu.
‘HAVZADAKİ SAZLIKLAR DA KURAKLIKTAN ETKİLENDİ’
Kuraklığın, özellikle Van Gölü havzasındaki sazlıkları etkilediğini anlatan Prof. Dr. Adızel, şöyle devam etti:
“Van Gölü havzası kuraklıktan etkilendi. Ama onun ötesinde özellikle suyu sığ olan, yani çok derin olmayan Van Gölü havzasında ve bu bölgede bulunan göletlerin kısmen ya da tamamen kurumasına neden oluyor. Saray bölgesindeki Akgöl, bu yaz tamamen kurudu. Onun dışında kıyı çizgisinin değişmesine neden oluyor. Kıyılar sulak alanlarla buluşma noktalarıdır. Su çekildiği zaman bu kıyı çizgisi de suyla birlikte suya doğru yaklaşıyor. Dolayısıyla sazlık ve bataklık alanlar susuz kalıyor ve zamanla kurumaya başlıyor. Bu da kıyı çizgisinde birtakım dengesizliklere neden oluyor. Bu da kıyıdaki su kuşlarını etkiliyor.
Kuraklık sulak alanları olumsuz yönde etkiyor. Kuşların konakladığı bu bölgeler kuraklıktan nasibini alıyor. Maalesef yok ediliyor. Durum böyle olunca da yeni kıyı çizgisinde yeni noktaların açılması da zaman alıyor. Bütün dünya olarak küresel ısınmayı önleyecek tedbirlerin alınması gerekiyor. Bireysel olarak en azından suya ve çevreye zarar verecek faktörleri daha az kullanmak, daha dikkatli kullanmak, daha akıllı tarım sulamasına geçmek, gölleri, nehirleri besleyen özellikle tarım sulamasını minimuma indirmek gerekir.”