Sinem Hançerigüzel
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında karar çıktı. “Terör örgütü propagandası” ve “suçu ve suçluyu övme” suçlarından 101 gündür tutuklu bulunan Yanardağ’a mahkeme, 2 yıl 6 ay hapis cezası ve tahliye kararı verdi.
MERDAN YANARDAĞ: “ZAMANI DOLDURMAK, SAĞLIĞINI KORUMAK ÖNEMLİ”
Tahliyenin ardından Merdan Yanardağ, cezaevinde geçen bir gününü Odatv’ye anlattı. Eski ismiyle Silivri Cezaevi, şimdiki ismiyle ise Marmara Cezaevi’ndeki günlük rutinlerini anlatan Yanardağ, sağlıklı kalabilmek için spor yapmanın yanı sıra vaktinin büyük çoğunluğunu okuma ve yazmaya ayırarak zamanını doldurduğunu aktardı:
“Cezaevinde yatmak bir deneyim işi. Daha önce de cezaevinde yattığım için, tanımadığım, çok garip karşılayacağım bir ortam değildi. Cezaevindeki en önemli konu şudur: Zamanı nasıl geçireceğiniz önemlidir. Çünkü yapacağınız şeyler sınırlı. Dolayısıyla zamanı doldurmak, sağlığını korumak önemlidir.
Sabah 8’de sayım var. Akşam 12 gibi yatıp sabah 8’de kalkıyorsunuz. Sabahtan kendime bir kahve yapıyordum ve daha sonra bir saat boyunca spor yapıyordum. Sonra avlu kapısı da açılıyor. Ama toplam 25 metrekareden söz ediyoruz. O 25-30 metre karede spor yapıyordum. Daha sonra kahvaltı hazırlıyordum kendime. Sonrasında ise gazete ve kitap okuyarak geçiyordum. Çok okudum.”
“GÜNÜM OKUMA VE YAZMAYLA GEÇİYORDU”
Kendisini sıklıkla avukat ya da gazetecilerin ziyarete geldiğini belirten Yanardağ, gündemi cezaevinde de yakından takip ettiğini kaydetti:
“Diğer tutuklu ya da hükümlülerden biraz farkım vardı. Gelenin gidenin çok olduğu insanlardan biriydim. İster istemez, hemen hemen her gün bir avukat görüşü oluyordu ya da milletvekilleri görüşmeye geliyordu. Onun dışındaki sürede, öğlenleyin 1-2 gibi yemek yiyorsunuz, akşam 6’da da yemek var. Hava kararınca avlu kapısını kapatıyorlar ve sadece odada kalıyorsunuz. Akşam avluda kapı kapanmadan önce yarım saat, bir saat kadar yürüyüş de yapıyordum. Sonrasında televizyonu ve haberleri izliyorsunuz. Orada benim için vakti değerlendirmenin en önemli yolu okumak ve yazmaktı. Toplam 1.5-2 saat sporla, geride kalan kısmı günlük ihtiyaçlar ve okuma yazmayla geçiyordu.”
CEZAEVİNDEKİ 101 GÜNÜ KİTAP HALİNE GETİRECEK Mİ
Yanardağ, geçirdiği 101 günde yaşadıklarını kitap haline getirip getirmeyeceği konusuna da yanıt verdi. Geçirdiği günleri unutmayacağını ifade eden Yanardağ şunları söyledi:
“Ona karar vermedim; ama olabilir. Çok hikaye var. Yazıp yazmamaya karar vermedim; ama mutlaka yazılacak yanları var. Zannediyorum zamanla programlarda ya da sorulduğu zaman anlatabileceğim çok öykü var tabii. Orada geçirdiğim günleri unutmayacağım.”
“PERSONELİ ÖZELDİ, EĞİTİMLİYDİ. KÖTÜ MUAMELE YAŞAMADIM”
Yanardağ, hapishane personelinin kendisine karşı olumlu bir tutum sergilediğine dikkat çekti. Yanardağ, cezaevindeki gözlemleriyle ilgili şunlara değindi:
“Yüksek güvenlikli bir cezaeviydi. Personelin profili çok farklıydı. Tahminlerin üzerinde nitelikli bir personel vardı. Özel bir baskı yoktu, özel bir kötü muameleyle karşılaşmadık. Dikkatli ve saygılı davrandılar. Bu bizim daha önce karşılaştığımız gardiyan profilinden farklı. Silivri kampüsü içinde 10 ayrı cezaevi var. Ben yüksek güvenlikli olandaydım, tecrit durumu var; ama koşulları diğerlerine göre görece daha iyi olan bir yerdi. Avluda gökyüzünde de tel örgü vardı. Görüyorsunuz; ancak baklava biçiminde bir tel örgü var, dışarıdan bir şey atılmasın diye. Ancak personeli de özeldi, eğitimli bir personel vardı. Özel bir kötü muamele yoktu. Böyle bir ortamdan söz edebilirim.”
“SİLİVRİ SOĞUK DEĞİL”
Cezaevindeki koşullarla ilgili konuşan Yanardağ şunları ifade etti:
“Hep şunu söyledim. Zannedildiği gibi yatılmayacak bir yer değil, zannedildiği gibi vahşi koşullar falan yok. Çok sıkı tedbirler var, bu doğru; ama özel bir kötü muamelenin bulunduğu yer değil. Silivri soğuk değil, Silivri’de yatmaktan kimse korkmasın. Kimse demokrasi ve özgürlük mücadelesinden taviz vermesin.”
CAN ATALAY’I NASIL İSİMLENDİRDİ
Diğer tutuklularla fiziki görüşme imkanı olmadığını belirten Yanardağ, tahliye talebi reddedilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ı nasıl adlandırdığıyla ilgili şunları ifade etti:
“Can Atalay’a insanlar nasıl davranacağını kestiremiyordu. Milletvekili ama aynı zamanda hükümlü. Davası Yargıtay’da. Personel açsından da diğer mahkumlar açısından da karmaşıktı. O benim Silivri mebusumdu mesela, öyle diyordum, şimdilik Silivri’yi temsil ediyordu.”
“İSTİNAFA GÖTÜRECEĞİZ”
Yanardağ, kararla ilgili başvuracakları hukuki süreçlerle ilgili olarak ise “2 yıl 6 ay bir ceza verdiler. Erteleme kapsamında, yatarı yok; ama bu ceza da doğru değil. İstinafa götüreceğiz ve temyiz süreci olacak.” diye konuştu.